Saturday, October 26, 2013

Bu hafta sonu günün çorbası ailesi ilklere imza attı!




Geçtiğimiz hafta “plan ve bütçe görüşmeleri” yaptık ve son zamanlarda ne çok harcadığımızı fark ettik. “Masraflardan kısma” konulu ufak bir workshop ile hemen inisiyatifi ele aldık. Bundan gayrı bizim haneye tasarruf hakim!






Beni ilgilendiren kısım kitap harcamaları! Her ay mutfak masrafı gibi kitap masrafım var. Hani kenara atsan birkaç ayda bir çeyrek altın alırsın. Okumayalım da cahil mi kalalım? Tabii ki hayır, işte bu yüzden kütüphaneler var. YAŞASIN KÜTÜPHANELER! Lakin Arca üyelik sistemini, kitapların okunduktan sonra geri verildiğini öğrendiğinde benimle aynı görüşü paylaşmadı, şiddetle karşı çıktı.






Nasıl yani kitabı alıyorsun ve senin olmuyor mu? Olmaz öyle şey!


Üstüne varmadım. Çocuğumla polemiğe girmem, alttan alttan ılık ılık veririm ateşi, yavaşça pişiririm lokum gibi olur : ) Dedim ki ben üye olacağım, çocuk bölümüne de bakarız istersen. Hayat, İl Halk Kütüphanesini tavsiye etmişti. İkna olmakta zorlanan Arca’ya gitmeden önce lokomotif şeklinde kitaplığı ve gemi şeklinde masası olan çocuk bölümünün ve kitap okuyan çocukların fotoğraflarını gösterdim. Hiç bu kadar hızlı giyindiğini bilmiyordum. Bundan sonra evden çıkmadan önce yapacağımız işle ilgili fotoğraflı sunum hazırlayacağım.






Erkenden damladık kütüphaneye. Kapısında durduk. Kütüphane kurallarını anlattım Arca’ya, küçük adımlarla, küçük seslerle… diye başladım. Kafası karışmasın diye uzatmadım, yüzlerce defa okuttuğu “Kütüphanedeki Aslan” kitabını hatırlattım. Anladı. Bebek adımlarıyla girdi içeri, hiç ama hiç konuşmadı, koşmadı. Gören de uslu çocuk sanacak.



Üye olamadım sistemsel arızadan dolayı : (






Ama kütüphanenin çocuk kısmını çok sevdim. Görevli bize Meraklı Minik dergisinin kelebekli sayısındaki faaliyetlerden verdi hediye olarak, önceden yaptığımız için geri verdik. İki tane kitap okuduk, bütün kitapları kurcaladık. Tamam dedim, tavına getirdim, şansımı denedim. İnatçı cüce HAYIR! dedi, üye olmayacakmış. Evet çok sevmiş kütüphaneyi, kütüphaneye hep gelelimmiş ama üye olmasınmış! Üye olmak çok korkunç bir şey sanki. Deli mi ne!


bu hafta sonu gunun corbasi ailesi ilklere imza atti 1






Neyse çıktık, Alsancak’a gittik, taksi dolmuşlarla (bak bu da bir ilk!). Arca’nın bu dolmuşları gözü tutmadı. Şoför “büyüyünce minibüs olacak bu dolmuş” diye sallayınca içi rahat etti. PMS dönemlerimi kurt kadından ziyade pamuk hatun olarak geçirmeme yarayacak bir çay alacaktım Tea&Pot’a girdik, Arca boş çıkmadı tabii ki, mozaiklerin ikisini mideye birini cebe indirdi. Kütüphaneden tatmin olmayan cüce, kitapçıya girmek ve tabii hemen kitap aldırmak istedi. Kendince hala kitaplara sahip olabileceğini mi ispat etmeye çalışıyor bilemedim? Almadık tabii ki, henüz evde kendisinin huzuruna çıkarılmamış bir kitap varken katiyen masraf yapmam: )






Arabayı Konak’a park ettiğimiz için tekrar kütüphaneye uğradık. Sistem geri gelmiş yeay!!






bu hafta sonu gunun corbasi ailesi ilklere imza atti 2


Bir ilk de Yeliz’den gelsin. İlk defa İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesine üye oldum: ) Ücretsiz üye oluyorsun. Öncesinde dersimi çalışmış, internet sitesini kurcalamıştım. Elimdeki kitap listemden katalog sorgulaması yapmıştım ve raflarını belirlemiştim. Elimle koymuş gibi buldum! Yıllardır listemde olan ama bir türlü almadığım “Mülksüzler” ile “Parfümün Dansı”! O kadar uzun zamandır listemdeler ki, İlker’e gösterdiğimde, bunlar sende vardı yav! dedi : )






Hafta sonunun ilkleri bitmedi! Arca ilk defa ödev yaptı! “1” yazma ödevi.






bu hafta sonu gunun corbasi ailesi ilklere imza atti 3






Ben yemek hazırlarken ödevi İlker’le birlikte yaptılar. İlker de üzerine düşen bir ilki gerçekleştirdi : “Bundan sonra ödevlerini birlikte yapalım” dedi puhahhah öğrenim hayatının son dokuz (1 yıl lise son+4 yıl üniversite + 4 yıl uzatma) yılına tanık olan bir insan için “İlker” ve “ödev yapmak” kelimelerini aynı cümle içinde duymak bir ilkti. Ödevyapmazgillerden İlker için de ödev yapmak bir ilkti.



No comments:

Post a Comment