Wednesday, October 23, 2013

şifa niyetine; tavuk suyuna çorba



sifa niyetine tavuk suyuna corba 1 


"...


Soslarda olduğu gibi çorbalarda da, esin perisine ve yemek pişirme içgüdüsüne özgürlük tanınabilir. Talimatlarla sınırlı kalmak gerekmez; bu durumda da, verilen tarifler ancak bir çıkış noktası, esinlenmeye açılan bir penceredir. Kusursuz bir çorba yapma konusunda az bulunur bir yetenek sahibi -neredeyse dâhi denir bunlara- kişinin yaptığı çorbalar hiçbir zaman tıpatıp birbirinin aynı olmaz. Benzerlikler olsa da her bir yaratı tektir. Bu durumda çorba tarifi, müzisyenin partisyonu gibidir: Her kişi, kendi ruh durumuna ve becerisine göre yorumlar onu. Tencerenin kapağını açıp da kepçeyi o sıvının içine daldırınca, kesin olan tek şey olmalı: Her seferinde yepyeni bir şeyin tadına bakılacaktır.


..."


                                                     i. Allende/Afrodit-Afrodizyak Yazılar Afrodizyak Yemekler
































Hastalığa en iyi ne gelir dersiniz? Evet, çorba; özellikle tavuk suyuna çorba. Dün, sağolsun Alkım hatırlattı bana, bu akşam yaptım ben de. Grip nefes aldırmıyor, burnum tıkalı ve gözlerim yanıyor. Kahvaltıdan sonra bir bölüm Mentalist (sıktı biliyorum ama benim durumlar böyle, ne yapayım?;)) izleyip dışarıya çıktım, tek bir amacım vardı; pek methedilen bir ilaca kavuşmak, A-ferin Sinüs. Sağlıkçıyım güya ama bilmem o işleri. Herkes aynı ilacın adını verince, vardır bunun bir numarası dedim, hemen aldım. İlaçkoliğim ben zaten, söylemiştim. Çok çok inanırım ilaçların iyileştirici gücüne, ilginçtir hekimlere güvenmem ilaçlara güvenirim. İşte, böyle komik, saçma işler. Biraz önce içtim ilacı, koltuğa uzanıp film ya da başka bir şey (anladınız! bitiyor, az kaldı;p) seyredeceğim. Yaptığım çorba inanılmaz lezzetli, harika bir şey oldu, tarifini sizlerle de paylaşayım, öyle döneyim işime. (Yemek bloğu olsaydı burası ne dert olurdu ne de tasa, bazı bazı düşünmüyor değilim;p)






Allende'nin dediği gibi her elin yemek yapışı farklıdır, hâliyle lezzeti de. Ben ince hesaplarla, milim milim verilen tarifleri sevmem zaten. Canım ne istiyorsa yaparım mutfakta, karışık, komik, saçma sapan döner dururum yemek yaparken (bkz ;)). Bu akşam da öyle oldu. Neyse, hemen tarife geçeyim; Bir parça tavuk göğsünü (kafanıza göre olsun ölçüsü) haşlayıp, suyunu ayırdım ve tavuğu küçük parçalara böldüm. İki çorba kaşığı (ya da biraz) tereyağını kızdırıp, bir- bir buçuk yemek kaşığı unla karıştırdım. Unun kokusu gidince tavuk suyunu süzerek tencereye koydum, dört yemek kaşığı yoğurt ve bir yumurtanın sarısını karıştırıp yaptığım terbiyeye, bu sudan biraz katıp, yavaş yavaş çorbaya terbiyeyi ekledim. Sonra iki diş dövülmüş sarmısağı ekledim ve tam anlamıyla pürüzsüz bir içimi olsun diye blender'dan geçirdim. (Az kaldı kurtuluyorsunuz;)) Sonra da küçük parçalara ayırdığım tavuk etini ilave ettim çorbaya. Bitti işte. Ben birazcık yağ kızdırıp, pul biber ve nane karışımından sos yaptım üzerine, isteğe kalmış tabii bu. 






Hasta, özellikle grip olanlara tavsiyem olsun, tavuk suyu çorba çok çok iyi geliyor güçsüz vücuda. Tarifim karışık geldiyse nette binlerce tarif var, bana kalırsa hiç üşenmeyin kalkıp yapın birini. Hastayken kişinin kendisine vereceği en güzel hediye çorbaymış, bugün bunu anladım ben.






sifa niyetine tavuk suyuna corba 2






Böyle sakin müzikler (yukarıya eklediğim)  dinleyip, yine sakin, hastalığın gidişatıyla uyumlu, kalın hırkalı, iç çekişi bol, yağmurlu, sessiz filmler izliyorum bu günlerde. Geçen gün Jane Eyre'in son uyarlamasını seyrettim. Çok sevdim ben. Eğer sıkı bir uyarlama izlemek istiyorsanız aklınızda olsun bu film, online film izleme sitelerinden de izlenebilir sanıyorum. Yeni bir film çünkü ve romanın seveni çok. 






Ne diyelim; hastalıklardan uzak, iyi seyirler olsun.


--------------


p.s.: Çorbanın yoğun tavuk suyu kokmasını istemiyorsanız, siz de benim yaptığım gibi yapın; çorbaya iki bardak tavuğu haşladığınız sudan katarken, üç bardak kadar da normal su (kaynar su tabii) ekleyin. İnanın böyle daha hafif ve güzel oluyor.


No comments:

Post a Comment